Din ve Medeniyetin Kurucu Metinleri

Dini metinlerin etkin olabilmesi, yani insanları hidayete ve dosdoğru yola iletebilmesi, kendilerine ilişkin bilincin zindeliğine bağlıdır. Bilincin parçalanması, tarihin her döneminde olduğu gibi yeni ve sahte odakların zuhurunu ya da inşasını kaçınılmaz kılacaktır. Söz gelimi Kur’an’ın herkes tarafından anlaşılabileceği söylemi, gerçeğin vurgulanmasının ötesinde yeni bir işlev üstlenmiştir. Öncelikle bu çıkış iddia sahiplerini ayrıcalıklı kılmış, hatta bazılarını … Read more

Share on facebook
Facebook
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on print
Print

“Güzel Ahlakı Tamamlamak”

Başörtüsü vb. birtakım sembollere veya dinî ritüellere indirgenmiş bir dindarlık ya da riya kokan gösterişçi bir dindarlık, imanla birlikte seçilen yaşam tarzını yani inancın ibadetle ispat ve ahlakla görünür kılma sürecini sabote etmektedir. Oysaki ‘kulluk etsinler’ diye yaratılan insana gönderilen Hz. Peygamber, gönderiliş nedenini “güzel ahlakı tamamlamak” olarak nitelendirmektedir. Bu durumda bilgi, beyan ve söylem, … Read more

Share on facebook
Facebook
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on print
Print

Kulluk Bilinci

Kul Rabbini unuttuğunda, Rabbi de ona nefsini unutturacaktır. Bu ise arındırılması, dikkat ve emek isteyen nefsin, hoşnut edilmesi için her şeyin yapılmasını hatta esiri olmak gibi bir önceliği insana dayatacaktır. Şeytan sembolizmi ile aynı pozisyonda bulunan nefis, sahibinden Allah’ın istediğinden farklı hatta karşıt şeyler talep etmektedir. Küçük şeylerle başlayacak, şiştiği oranda talepleri de büyüyecektir. Bu … Read more

Share on facebook
Facebook
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on print
Print

Çağdaş ve Müslüman

Çağdaşlık ve Moda gibi kavramlarla kodlanan, yüksek gelir ve rahat yaşam söylemleriyle kilitlenen zihinler, başka bir şey düşünmeye dahi izin vermeyen kültürel istila ile esir edilmiş nesilleri ortaya çıkardı. İslam dünyasındaki bu durum, “biz adam olmayız” diye söze başlamayı entellik olarak görecek kadar sefilleştirdi müntesiplerini. Öteki dünyada ise sosyolojik, psikolojik ve siyasi nedenlerle İslam ve … Read more

Share on facebook
Facebook
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on print
Print

Savaş ve Bağımsızlık

Savaş ve bağımsızlıkSavaş istenmeyen bir durumdur. Ama barış savaşı göze alanların hakkıdır. Sadece savaşanlar özgürleşirler ve barış içerisinde yaşarlar. Egemen güçlere karşı Savaşı göze almak, göze aldığını hissettirmek bile işe yarar. Kendini esas görmeyen, değerlerini her şeyinin üstünde tutan, yani dinini, vatanını ve onurunu kaybettiğinde yaşamını anlamsız bulan, dolayısıyla onlardan başka kaybedecek bir şeyi olmayanlarla … Read more

Share on facebook
Facebook
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on print
Print

Vahiy Meleği

Vahiy meleğiyle ilk karşılaşmasında şaşkınlaşan hatta neler olduğunu henüz anlayamadığı için bunalan Hz. Peygambere, eşi, hayat arkadaşı Hz. Hatice validemiz şu sözleriyle işi ayan beyan kılar: “Sen akrabana bakarsın, işini görmekten aciz olanların yükünü çekersin, yoksula verir, hiçbir şeyi olmayana bağışta bulunursun, misafiri ağırlarsın, bir felakete uğrayana yardım edersin. (Buhari, bedü’l-vahiy, 1)”Biz de aynı şahitliği … Read more

Share on facebook
Facebook
Share on whatsapp
WhatsApp
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn
Share on email
Email
Share on print
Print

Kişi dostunun dini üzeredir..

  • Özgeçmişi
  • Kitapları
  • Danışmanlıkları
  • Konferansları
  • Düşünce Günlüğü
  • Makaleleri
  • Basından
  • İletişim

Abone ol

© 2018 All rights reserved​

Prof. Dr. Yavuz Ünal