Vahiy meleğiyle ilk karşılaşmasında şaşkınlaşan hatta neler olduğunu henüz anlayamadığı için bunalan Hz. Peygambere, eşi, hayat arkadaşı Hz. Hatice validemiz şu sözleriyle işi ayan beyan kılar: “Sen akrabana bakarsın, işini görmekten aciz olanların yükünü çekersin, yoksula verir, hiçbir şeyi olmayana bağışta bulunursun, misafiri ağırlarsın, bir felakete uğrayana yardım edersin. (Buhari, bedü’l-vahiy, 1)”
Biz de aynı şahitliği senin için yapıyoruz Ey Ümmetin lideri! Hatice validemiz Rabbinin O’nu mahrum etmeyeceğini söyledi. Biz de bunu senin için ümit ediyor ve bunun için niyaza duruyoruz.
Sen ümmetin sesi, düşkünün ümidi, yoksulun nefesi, mazlumların temsilcisi oldun. Rabbim elini hiç bırakmasın.
Sen dik durursan biz cesaretleneceğiz. Tavsiyeni emir, emrini farz telakki edeceğiz.
Ümit ediyorum bu savaş bize, tam bağımsızlığı kazandıracak kurtuluş savaşımız olacak. Zira kültürel istila devam ettiği sürece, askeri ve ekonomik başarıların ömrü olmadığını gördük.
Ey münevver insan! Sorumluluk sahibi kardeşim!
Başkomutanın ekonomik savaş tespiti ve direnme çağrısını, işgal edilen kültürümüzü, yok edilen medeniyetimizi kurtarmak amacıyla hayatın bütün kılcallarına yaymalıyız. Önce dil ve kullandığımız batı medeniyetinin hegomanyasını dayatan kavramları, ardından moda ile yönlendiren hayati gereksinimlerimizi gözden geçirilmeliyiz. ihtiyaçlarımızı, gerçekten acil bir ihtiyaç mı diye, gözden geçirmeli, ardından da para vereceğimiz malın kaynağını sorgulamalıyız. İsrafa bugün dur demeli, birikimlerimize ihtiyaç duyulacak zamanın çok uzak olmadığını görmeliyiz artık.
Rabbim!
Bedir’de, Hendek’te, Çanakkale’de bize yaptığın yardımı bugün de bizden esirgeme.
Biz aciz kullarız, cürmümüze bakma, taksiratımızı affeyle, bize 15 Temmuz’da verdiğin cesareti ve basireti fazlasıyla yeniden lütfet.
Geçmişten ders alan, ferasetle dostlarını seçen ve geleceğine yön veren kullarından eyle bizleri.
Amin Ya Muin, Ya Cebbar, Ya Kahhar.